Ay Psikoloji artık kendi ofisinde

Meslekte 10 yılı geride bırakan uzman psikolog Aysu Sille, danışanlarını artık Ay Psikoloji çatısı altında ağırlıyor.

Özellikle çocuk ve ergenlerle yaptığı çalışmalarla ilimizde geniş bir kesim tarafından tanınan Uzman Psikolog Aysu Sille,  danışanlarını, geçtiğimiz aylarda hizmete açtığı Ay Psikoloji çatısı altında kabul ediyor. Psikoloji eğitimine ve yüksek lisansına ek olarak alanıyla ilgili aldığı birçok eğitimle kendisini sürekli geliştiren başarılı psikolog, merkezinde hem çocuk ve ergenlere hem de yetişkin bireyler ve çiftlere psikolojik danışmanlık hizmeti veriyor.

Aysu Hanım, sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1989 yılında İzmit’te doğdum, Gölcük’te büyüdüm. Liseden mezun olduktan sonra Abant İzzet Baysal Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü tamamladım; yüksek lisansımı ise Maltepe Üniversitesi’nde ‘Gelişim Psikolojisi’ üzerine yaptım. Yüksek lisans sürecinde evlendim. 9 yıldır evliyim ve 5,5 yaşında bir oğlum var.

Üniversiteden sonra hayat nasıl ilerledi?

Mezuniyetimin ardından 1,5 yıl kadar özel eğitim alanında çalıştım, sonra evlendim ve İzmit’e taşındım. Evlendikten bir süre sonra bir anaokulunda yönetici ve psikolog olarak görev yapmaya başladım. Daha sonra uzun yıllar farklı eğitim kurumlarında yarı zamanlı psikolog olarak çalıştım. Aynı zamanda özel bir danışmanlık merkezinde 7 yıl kadar çocuk ve ergen psikoloğu olarak danışan gördüm.

Psikologların öğrenme süreci hiç bitmez, bitmemeli. Mesleğe başladığımdan bu yana birçok eğitim aldım; oyun terapisi, bilişsel davranış terapisi, EMDR, sanat terapisi, test ve değerlendirme eğitimleri vb. Pandemi döneminde ise yetişkinlere yönelik eğitimler aldım; böylece yetişkin danışanlarım da oldu. 2021 yılında çocuklarla çalışırken aslında aileler ile çalıştığımız için bu alanda da uzmanlaşmak istedim, ‘Aile ve Çift Terapisi ve Aile Danışmanlığı’ eğitimine başladım. İki yıl boyunca devam eden bu eğitimi geçtiğimiz aylarda tamamladım. Şu an da çocuk-ergen, bireysel ve aile-çift terapisi alanında çalışmaktayım.

FARKLI METOTLAR

Ay Psikoloji’de çalışma alanları nelerdir?

Ay Psikoloji’de çocuk-ergen, bireysel, aile danışmanlığı, çift terapisi, gelişimsel test ve değerlendirme, grup paylaşım atölyeleri, eğitim atölyeleri gibi çalışmalar yapıyoruz. Çocuk merkezli ve deneyimsel oyun terapisi, bilişsel davranışcı terapi, EMDR, zeka ve dikkat testleri, attentioner dikkat terapisi, sosyal beceri çocuk eğitimi, flortime terapisi uyguluyoruz.

Çocuklar size en çok hangi şikayetlerle geliyor?

En çok başvuru yapılan konuların başında; kaygı bozuklukları, öfke kontrolü, yoğun teknolojiye bağlı olarak görülen davranış problemleri, DEHB tanı ve değerlendirme, akran zorbalığı geliyor. Ergenlik döneminde yine; aile içi iletişim sorunları, ergenliğe dair konular, sınav kaygısı ve akran zorbalığı konularında çok sık başvuru alıyorum.

Bu sorunların çözümünde hangi yöntemleri uyguluyorsunuz?

Kullanılan yöntemler bireysel çünkü her metot, her çocukta aynı sonucu vermeyebilir. Hangi yolu izleyeceğimizi çocuğun aile yapısına, mizacına, oyun alışkanlıklarına göre belirliyorum. Ancak özellikle okul öncesi küçük yaş grubundaki çocuklarımız için aktif olarak oyun terapisini kullanıyoruz. Bununla beraber, günümüzde çocuklar sanal dünyanın içerisinde, onlarla oyun oynamak bazen çok zor olabiliyor. Böyle durumlarda çocuğun yaşına ve ihtiyacına göre bilişsel davranış terapisi, EMDR ve sanat terapisi teknikleriyle ilerliyoruz.

AİLENİN ROLÜ BÜYÜK

Çocuklarla yaptığınız çalışmalarda ailenin de rolü önemli değil mi?

Çocuğu aileden ayrı tutamayız.  Çocuk, ailenin en kıymetli parçası. Bu nedenle çocukla çalışırken aile perspektifinde bakmak büyük resmi görmemize yardımcı oluyor. Aile ve çift terapisi eğitimini tamamlamak bana bu resmi görmemde çok yardımcı oldu. Aileyi işin içine ne kadar fazla katarsanız, ilerlemeniz o kadar hızlı oluyor. Aile ilişkilerini gözlemlediğinizde, onlar da ilişkileriyle ilgili farklılıklar geliştirdiğinde sürecin hızlı bir şekilde çözüme kavuştuğunu görüyoruz.

Çocuklarla ilgili çalışmalar genellikle kaç seans sürüyor?

Hiçbir sorun için ‘şu kadar seansta çözeriz’ demek doğru değil. Ben genellikle ilk görüşmeyi aile ile yapıyorum. Eğer çocuk, 12-13 yaşından büyükse görüşmeye onu da dahil ediyorum. Aile görüşmesinden sonra çocukla birkaç seans gözlem ve değerlendirme çalışması yapıyorum. Sonra tekrar aileyle bir araya gelip, gözlemlerimi, önerilerimi ve sürece nasıl devam edeceğimizi konuşuyoruz. Çocukla ve aile ile güven ilişkisi kurmak bence terapiye hız katan en önemli noktalardan biri. Ancak spesifik olarak ‘şu sorun şu kadar zamanda çözülür’ diyemeyiz çünkü insanla ve insan ruhuyla çalışıyoruz. Herkes birbirinden farklı. Biz terapi yolculuğuna başlarız, bazıları ile bu yolculuk uzun sürer bazıları ile kısa…Bununla beraber bazı çalışma sistemlerinin sayısı bellidir. Örneğin dikkat eksikliğiyle ilgili olan ‘attentioner’ sisteminin yapılandırılmış 15 seansı; sınav kaygısı alanında kullanılan ‘pergel’ programının yapılandırılmış 8 seansı vardır. Bu yöntemleri de merkezimizde uyguluyoruz ve gerçekten verim aldığımız çokça danışanımız oldu.

Aysu Hanım, aileler size hangi durumlarda başvurmalı?

Aslında yeni nesil ebeveynlere baktığımızda artık daha bilinçli, daha aktif ve daha çözüm odaklı olduklarını görüyorum. Çünkü elimizin altında teknoloji var ve bilgiye ulaşmak kolay. Aileler de çoğu zaman sorunu fark ediyor ancak ne yapacaklarını bilemediklerinde ya da altında yatan sebepleri anlamak istediklerinde geliyor. Bazen de sorunu görmezden gelmiş ve hekim desteğinin devreye girmesi gerektiği zamanda geliyorlar. Aileler, çocuğun yaşantısında farklılık gördüklerinde, işlevselliğin bozulmaya başladığını anladıklarında uzmandan destek almalı.

Örneğin; sorunsuz bir şekilde okula gidip gelen bir çocukta karın ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, yeme ve uyku alışkanlığında farklılıklar, duygusal değişimlerin sıklığı, ani öfke iniş çıkışları yaşanmaya başlandıysa, bu yüzden okula gitmek istemiyorsa, mutlaka bir uzmana başvurulmalı. Ya da bilinmez bir sebepten dolayı evde çatışmalar arttığında, evdeki dinamikler bozulmaya başladığında başvurabilirler. Aslına bakarsanız, bunların hiçbiri gözlenmese bile çocuğun gelişiminin takibi açısından bir uzmandan destek alınabilir. Bunun çok kıymetli olduğunu düşünüyorum bu dönemde. Çocuğu, anne-babasının dışındaki bir yetişkinin görmesi ve ilişki kurması, çocuğun ruh sağlığını oldukça koruyor.

3 YAŞINDAN İTİBAREN

Çocuklar kaç yaşından itibaren psikoloğa götürülebilir?

Bu ailenin ve çocuğun ihtiyacına göre değişmektedir. Bazen anne babalar bebekleriyle beraber geliyor; ebeveynlikle ve bebeğin gelişimiyle ilgili bilgilenmek istiyor. Ancak çocukla çalışabilmemiz için 3 yaş ve üzeri olduğunda oyun terapisini devreye sokabiliyoruz. Bu yaş gruplarına oyun terapisi sıklıkla uyguladığımız bir sistem.  Ebeveyn danışmanlığı, hamilelikle birlikte başlayabilir.

Peki, yetişkinlerle daha çok hangi alanlarda çalışıyorsunuz?

Kişiler bize ağırlıklı olarak duygu durum bozukluğu, kaygı bozukluğu, partner ya da iş problemleriyle ilgili başvuruyor. Ayrıca sınır koymakta zorlanan, ilişkilerde sıkışmış hisseden, kendisini yeterince iyi ifade edemediğini düşünen çok sayıda danışanımız da var.

Aysu Hanım, Ay Psikoloji’de kaç kişi görev yapıyor?

Ben Ay Psikoloji’yi kurarken, istedim ki benim dışımda buraya işini etik kurallar içerisinde yapan, eğitimini almış, süpervizyonla beslenen başka uzman arkadaşlar da gelsin; seanslarını burada yapsınlar… Çünkü ben de öyle bir sistemden geldim; ekip olarak çalışmanın, bireysel çalışmaktan daha verimli ve keyifli olduğunu biliyorum. Buradaki diğer ekip arkadaşlarım da kendi işlerinin dışındaki zamanlarda kendi danışanlarını görüyorlar, projelerde, eğitimlerde bana destek oluyorlar. Ben ise kurucu psikolog olarak çalışma saatlerinde buradayım.

BAŞLADIĞIM YERDE DEĞİLİM

Bundan sonraki hedefiniz nedir?

Mesleğimde 10 yılımı tamamladım. Bu sürenin 7 yılında çocuk ve ergen terapisti olarak çalıştım ama hiçbir zaman başladığım yerde kalmadım. Danışanlarım, beni hep başka bir danışanımın tavsiyesiyle buldu. Yakın vadede bu güveni Ay Psikoloji çatısı altında sürdürebilmek istiyorum. Burada danışan görmenin dışında eğitimler, farklı konularda danışmanlık hizmeti vermek, farklı uzman arkadaşları bu çatının altında toplamak da hedefim.

Aysu Hanım, uzun yıllardır çocuk ve ergenlerle çalışan bir uzman olarak kendi çocuğunuzla ilişkiniz nasıl?

Yorucu bir iş yapıyoruz ve geç saatlere kadar çalışıyoruz. Bütün enerjimizi işimize harcadığımız için “Farkında olmadan kendi çocuğumu ihmal ediyor muyum?” sorusunu hep kendime sorarım. Annelik konusunda her zaman kendimi sorgularım, hep daha fazlasını yapmak isterim. Oğlumla ilişkimin gayet iyi olduğunu söyleyebilirim. Hem erkek olduğu için hem de yaşı itibariyle şu aralar babasıyla ilişkisi çok daha keyifli ve ben de bundan çok memnunum. Elbette mesleğimden ötürü oğlumun davranışlarını daha iyi anlayabiliyorum. Hangi yaşında nasıl davranması gerektiğini biliyorum, davranışının yaşına uygun olup olmadığını fark edebiliyorum. Ama çocuğumla iken ‘’anne’’ olarak kalmaya gayret ediyorum. Aksi onu da beni de zorlayabilir.

Son olarak sormak istediğim bir soru var; bildiğiniz gibi okullar açıldı, okula yeni başlan çocukların ailelerine neler önerirsiniz?

Her çocuğun okula uyum hızı farklıdır. Okul başladığı dönemde ailelerin diğer çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslamamaları, okul işbirliği ile hareket etmeleri ve bu süreyi hızlandırmamaları önemlidir. Aile, okula ve öğretmene güvendiğinde, okul ile ilgili endişeleri en aza indiğinde çocuk da rahatlar ve okula daha rahat gider. Bu süreçte, evde sürekli okulla ilgili konuşmak, çocuğu alır almaz gününün nasıl geçtiğini sormak, sık sık okula gitmeyi hatırlatmak, öğretmenle ilgili sorular sormak çocukların kaygısını arttırabilir. Çocuğunuz ve/veya siz ayrılık kaygısı yaşıyorsanız ya da çocuğunuz okula uyum sorunu yaşıyorsa mutlaka bir uzmandan destek almalısınız.

Röportaj: Serpil Çolak TÜRKOĞLU

Fotoğraflar: İsmail Hakkı Timuçin

Kaynak: kocaelilife.com